bu başlığı ben açmıştım ama beyrut efendi kendi ismiyle eklemiş yazımı.
çok geçmeden öztürkler.com sitesinde de fikrimizi destekleyici ve daha açıklayıcı bir yazı yazıldı...
işte böyle:
Biyonik kahramanımız Polat Alemdar, devletin bekası için İstanbul’dan Los Angeles’a, Halep’ten Erbil’e koşturup duruyordu…
Hatta CIA’nın Irak’taki yetkilisine “ben asker değilim, diplomat değilim, ben Türküm” diyor ve Süleymaniye baskınından beri çantasında taşıdığı bezi, Amerikalının suratına fırlatıyordu… O sıralar her şeyden evvel Türk’tü Canpolat…
2005’te bir mahkeme sahnesiyle ekrana veda ettiler.
Ardından terör meselesini ele almak istediler, fakat seçime gidilen bir dönemde AKP’nin başını ağrıtmamak için “şiddete özendirme” kılıfıyla ekrandan uzaklaştırıldılar. Televizyon tarihimizde ilk kez bir dizi, yayınlanmayan bölümünden dolayı kaldırılmıştı. Yayından önce yayınlamaya bir engel varsa bunun adı bellidir: Sansür!
Pana Film’in sahipleri, maruz kaldıkları bu durumun bizzat iktidardan kaynaklandığını çok iyi biliyorlardı.
AKP’nin güneydoğuda ciddi bir oy kaygısı varken, Türkiye’nin en çok izlenen dizisinde terör meselesinin el alınmasının, insanların milli duygularının kabartılmasının hiç de sırası değildi…
Hatta iktidarın, şehit ailelerinin tepkilerine bile tahammülü yoktu…
Kurtlar Vadisi Terör ticari açıdan çok doğru, ama AKP’nin siyasi menfaatleri açısından çok yanlış bir zamanda yayına girmişti. Çekilmiş ikinci bölümünü yayınlatamadan diziyi paketlediler…
22 Temmuz geldi geçti.
AKP, güneydoğuda DTP’yi ezdi geçti…
Erdoğan’ın Türklüğü alt-kimlik olarak gören, Türkiyelilik kavramını öne çıkaran, askeri operasyonu mümkün olduğunca öteleyen yaklaşımı güneydoğuda karşılığını bulmuştu…
Ne de olsa “Kürt sorunu, Erdoğan’ın da sorunuydu.”
Ne de olsa, içerdeki 5 bin teröristin işi henüz bitmediği için, dışarıdaki 500 kişiyle mücadele etmenin bir yararı yoktu…
Seçim tantanası bitip, şehit sayısında bir azalma olmayınca, oy kaygısını gideren AKP ve “AKP’nin resmi medya grupları” üslup değiştirmeye başladılar.
Alçaklar ve hainler sürüsünden hesap sorulacaktı…
Sınır aşılacaktı…
İçerdeki 5 bin çapulcunun işi bitmiş, dışardaki 500’e sıra gelmişti nihayet…
Kamuoyu hazırlandı… Terör mitingleri düzenlendi…
Medya bir anda şehit haberlerini önce birinci sayfalara, ardından manşetlere taşıdı…
İşte tam da böyle bir zamanda, Kurtlar Vadisi Terör, yayınlanamayan ikinci bölümüyle SHOW TV’de ekrana geldi!
Kurtlar Vadisi Terör ilk kez yayınlanacakken, dizinin yayından kalkması için RTÜK’ün 444 1 178 nolu şikayet hattını telefon yağmuruna tutan binlerce insan, bu kez yayını kaçırmıştı! Hiçbir şikayet telefonu gelmedi RTÜK’e…
Çünkü artık AKP’nin diziye ihtiyacı vardı…
Sansürün ardından yeni projeleriyle AKP’ye muhalefet edebileceğini sandığımız Pana Film, başka bir yol seçti: AKP ile uzlaştı!
Bu uzlaşma belki toplantılarla, telefon görüşmeleriyle olmadı. İdeolojik bir uzlaşmaydı bu. Pana Film, AKP döneminde nasıl iş yapabileceğini anlamıştı.
Kurtlar Vadisi Pusu oldu dizinin adı.
Soner Yalçın gibi Türkiye’de mafyayı, derin devleti en iyi bilen isimlerden birinin artık ekipte olmayışı etkisini göstermişti.
Kurtlar Vadisi, eski günlerindeki alt yapıdan, karmaşık ilişkilerden, tarihsel arka planlardan yoksundu artık. Geriye kaba bir mafya jargonu kalmıştı…
O Teşkilat-ı Mahsusa ruhuna yapılan atıflardan, İsmail Canbuladlar’dan, Yakup Cemiller’den eser yoktu… Daha önce Karahanlı’ya, Hüsrev Ağa’ya, hatta dünya baronlarına kafa tutan Polat Alemdar, şimdi beşinci sınıf bir mafya babası olmuş ve Muro, Çeto gibi örgüt artığı mafya kopuklarıyla muhatap olur duruma gelmişti…
Neyse, senaryodaki çözülme, bu yazının konusu ve ilgisi değil.
Son bölümlerinde, özellikle Büyük İskender isimli psikopatın diziye dahil olmasıyla dizide belirgin bir üslup değişikliği göze çarpıyor.
Erdoğan’ın sıklıkla vurguladığı “derin güçler” vadide de iş başında. Hani bir ara, iktidar olduklarından ama muktedir olamadıklarından bahsederdi ya Erdoğan. İşte seçilmiş meşru iktidarın muktedir olmasını engelleyen, millet iradesini hiçe sayan çetelerdi bunlar. Vadinin kötü adamları da artık bu çetelerdi…
Büyük İskender adlı karakterin başında olduğu oluşum, bariz bir şekilde Ergenekon çağrışımı yapıyor. Büyük İskender, eski bir devlet görevlisi; asker!
12 Eylül öncesi, darbeyi meşrulaştırmak için Konya, Maraş, Çorum benzeri olayları tertip etmiş… Milleti koyun sürüsü olarak görüyor. Kendisini de milletin çobanı olarak görmekte. Ve “çoban”lığa ulaşmak için her yolu mübah görüyor. Büyük İskender o kadar etkili ve güçlü ki, parlamento içerisinde grup kurdurabiliyor, sivil toplum örgütlerini yönlendirebiliyor, emrindeki adamları Başbakanlığa bile taşıyabiliyor ve saire…
Danıştay saldırısı bile Büyük İskender’in talimatıyla yapılıyor. Amaç: ülkedeki “güven ve istikrar” ortamını tahrip etmek, huzursuzluk yaratmak, demokrasi dışı bir müdahaleye zemin hazırlamak…
Danıştay saldırısıyla ilgili mahkeme kararı sabittir. Anlaşılan dizinin senaristleri Şaşmaz, Özdener ve hukukçu Aysan, mahkemeden daha kapsamlı bir araştırma yapmışlar ve Danıştay saldırısının arkasında Ergenekon benzeri bir organizasyona ulaşmışlar…
Dizinin son bölümlerinde millet iradesi, sandığa gömmek, AKP’ye kapatma davası, devlet içindeki çeteleşmeler gibi konulara sürekli atıf yapılması dikkat çekicidir. Bunların hepsi, AKP sözcülerinin kullandıkları kavramlardır.
Türkçemizde “başkasının ağzıyla konuşmak” deyimi meşhurdur. Kurtlar Vadisi’de son zamanlarda AKP ağzıyla konuşuyor…
Emniyet teşkilatındaki Fethullah kadrolaşma iddiaları yıllardır dile getirilir. Görünen o ki, devletin görünen yüzünde yapılan bu kadrolaşma, artık kendi derin devletini kuracak noktaya gelmiş…
Kimbilir belki de bu Ergenekon muhabbeti, devlet içindeki Türkçü/Millici istihbaratçılar ile Fethullah istihbaratçıların bir hesaplaşmasıdır…
Devletin görünen yüzü, turuncu bir AKP devrimiyle zaten el değiştirdi… Şimdi sıra devletin derinliklerine geldi…
Devletin derinliklerindeki Türk izleri silinmeye mi çalışılıyor?..
Bu saatten sonra, Kurtlar Vadisi’nin adındaki “Kurt” sözcüğü rahatlıkla değiştirilebilir. Çünkü “kurt” sözcüğü, dizinin yeni konseptiyle pek uyuşmuyor.
Dizinin yeni adı “Mücahitler Vadisi” olabilir.
Veya eski ismin yanına yeni eklemeler yapılabilir:
Kurtlar Vadisi Millet İradesi…
Kurtlar Vadisi %46,5…
Kurtlar Vadisi Ergenekon…
Kurtlar Vadisi İkinci Cumhuriyet…
Kurtlar Vadisi Turuncu Devrim…
Kurtlar Vadisi ile Durmak Yok Yola Devam…
Not: Başbakan Erdoğan’ın Basın Danışmanı Ahmet Tezcan’ın Pana Filmin ortaklarından olduğunu da ekleyelim.