MİLLİ YEMİN
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

MİLLİ YEMİN

Siteye Giris Icin Lutfen Foruma Tiklayin

 
AnasayfaPortalLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 ömer seyfettin

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
ergenekon
Başkan
Başkan
ergenekon


Mesaj Sayısı : 90
Kayıt tarihi : 20/03/08

ömer seyfettin Empty
MesajKonu: ömer seyfettin   ömer seyfettin Icon_minitimeC.tesi Nis. 12, 2008 4:53 pm

ÖMER SEYFETTİN

Türkçülüğün seçkin şahsiyetlerinden biri olan Ömer Seyfeddin, Türkçe'nin sadeleştirilmesindeki tarihi hizmetiyle de unutulmaz milli bir görevi yerine getirmiştir.

Ömer Seyfeddin, 1884'de Gönen'de doğmuştur. Binbaşı Ömer Şevki Bey'in oğludur. Küçük yaşta, ailesi ile İstanbul'a geldi (1892). Aksaray semtinde Mekteb-i Osmaniye adlı özel okulu (1893), Eyüp Askeri Rüştiyesi'ni (1896), Edirne Askeri İdadesi'ni (1900), Mekteb-i Harbiyeyi Şahane'yi (1903) 'de bitirdi. Asteğmen olarak Kuşadası Redif Taburunda (1903-1906) görev aldı. İzmir Jandarma okulunda öğretmenlik yaptı(1906-1908). Sonra Selanik ordu merkezinde, Manastır, Pirlepe, Köprülü ve Cumayı Bala'da çeşitli askeri görevlerde bulundu. Hareket ordusu ile İstanbul'a geldi (1909). Oradan Selanik'te bulunan Ali Canip'e edebiyat alanında, özellikle dilde yapmayı düşündüğü yenilikleri bilidren mektuplar yazdı. Bu mektupların etkisi ile Genç Kalemler dergisi yeniden düzenlendi. Ziya Gökalp'ın de katıldığı yeni bir edebiyatçı topluluğu doğdu. Ömer Seyfeddin bu sırada, ordudan ayrılarak Selanik'e gitti (1911). Balkan Savaşı'nın çıkması üzerine yeniden silah altına alındı (1912).Yunanlılara esir düştü ( 20 Ocak 1912). On ay Atina yakınlarında Nafliyen esir kampında kaldı. Serbest bırakıldıktan sonra İstanbul'a döndü (1913). Ölümüne kadar Kabataş Erkek Lisesi'nde öğretmenlik yaptı (1920). Ara sıra şiir de yazan Ömer Seyfeddin edebiyat alanında hikayeleri ile önem kazandı. Servetifünun Edebiyatı'nın ağdalı Arapça ve Farsça kavramlarla yüklü diline karşılık hikayelerinde arı Türkçe'yi kullanan Ömer Seyfeddin, bu konuda yeni bir akımın öncüsü oldu. Genç Kalemler dergisinde yayımladığı ilk hikayeleri ile ün kazanmaya başladı. Hikayelerin konusu genellikle toplum hayatıdır. Hikayelerinde tabii Türkçe'nin yanı sıra milli uyanışa, Türk toplumunun özünü kuran yerli ve gelenekçi unsurlara, tasvir ve tahlilinden çok olaya, olayı doğuran ilkelere önem vermiştir.

Ömer Seyfeddin'e göre hikaye ve romanda amaç, gelenekleri olduğu gibi işlemek, olayları göründüğü gibi göstermek olmalıdır. Bazı hikayelerinde Balkan Savaşı'nın yanı sıra millî uyanışa, Türk toplumunun millî özelliklerine temas eder. Bulgar ayaklanmasında ve Balkan Savaşı'nda çekilen acıları açık bir dille anlatır. Hikayelerinde, halk deyimleri, halk fıkra ve masalları geniş bir yer kaplar. Ömer Seyfeddin, hikayelerinde, genellikle çoğunluk hatıraların, halk inançlarını, tarihi olayları ve toplumun bozuk düzenini işlemiştir. Bazı hikayelerinde halk töreleri günlük olaylar yer alır. Seçtiği konular daha önceki yazarlarda genellikle görüldüğü gibi yanlız İstanbul'da geçmez.. Yurdun her bucağında yaşayan insanlar girer. Toplumun her katından tipler, hikayelerinde yer alır. Ömer Seyfeddin'in dili yumuşak, anlatımı akıcı ve kolaydır. Genellikle tarih ve toplum konularını işleyen yazılarında, düşünce ağır basar. Bazı hikayelerinde duygusal izlenimler ön plana geçer.

Güçlü bir hikayeci ve fikir adamı olan Ömer Seyfeddin, Türkçülüğün seçkin şahsiyetleri arasında yer almaktadır. Bu büyük edibimiz, aynı zamanda Türkçenin sadeleşmesindeki tarihi rolü ile de, unutulmaz milli bir görevi yerine getirmiştir. Türkiye sevdalısı her Türk gibi, her şeyin üstünde ve her şeyden çok Türklüğü düşünen Ömer Seyfeddin, gerek hikayelerinde gerekse diğer yazılarında milletimizin meselelerini kendi çağını aşan bir fikri olgunluk ve dirayetle ele almasını bilmiştir. Ömer Seyfeddin'in yazılarında en çok önem verdiği konulardan biri "milliyet"tir. Dönemindeki Osmanlılık zihniyetine karşı o, daima Türklüğü ve Türkçülüğü savunmuştur. İmparatorluğumuzun sınırları içinde yaşayan bütün milletlerin kaynaştırılmasıyla meydana geleceği sanılan "Osmanlı Milleti"nin nasıl boş bir hayal olduğunu vukufla belirtmiştir. Bu gerçeği, bir büyük hikayesinin önsözünde şu satırlarla ifade etmiştir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
ömer seyfettin
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
MİLLİ YEMİN :: Fikirler Bölümü ve Tartışma Alanı :: Fikir Bölümü-
Buraya geçin: